
Tasavvuftaki Hızır İnancı Kuran’a Aykırıdır !
Hızır a.s ile ilgili daha önce reddiyelerimizi yazarken bahsedileceğini bildirmiştik ve Süleymanlı Haber olarak eksik kalan konuları bir bir eklemeye devam etmekteyiz.
Bu zamana kadar anlatıla gelen Hızır (a.s) kavramını eğer Kuran ayetlerine bağlı kalmadan KEHF Suresinden bağımsız dinlemeye kalkar iseniz büyük bir hataya düşersiniz.
Tasavvuftaki Hızır İnancı Kuran’a Aykırıdır !
Tüm tarikatların uydurdukları Hızır (a.s) figürü üzerinden TEVHİD inancına aykırı bir çok batıla karşı dikkat edip imanımıza şirk bulaştırmamalıyız. Dilerseniz piyasada suistimal edilen Hızır (a.s) inancına dair bir kaç kısa bilgi verelim.
Hızır (Hıdır) yeşil adam, bastığı yeri yeşerten kişi demektir. Hızır Kur’an’da geçmez. İbn Kayyim el-Cevziyye, Hızır’ın hayatına dair nakledilmiş rivayetlerin hepsinin uydurma olduğunu ifade eder. Yine Hızır efsanesi bizlere eski dinlerden, halk hikâyelerinden miras kalmıştır. Hızır menkıbesi, Yahudilikteki İlyas ve Hristiyanlıktaki Aziz George/Circîs hikayeleriyle benzerlik gösterir (Prof. Dr. İlyas Çelebi, “Hızır,” Diyanet İslam Ansiklopedisi, XVII, 407).
Hızır’la ilgili olarak şunlar söylenilir: “Kul kalmayınca darda, Hızır yetişmez.” “Her geceyi Kadir, her geleni Hızır bil.” ‘Sıkıştın mı yalvar Hızır’a!” “Hızır her yerde hâzır ve nâzırdır.’ Allah’a özgü olan bu özellikleri başkasına vermek şirktir! (ör. Kur’an, Ahkaf [46] 5; Araf [7] 194, 197; Fatır [35] 14).
Hızır’ın hâlâ hayatta olduğu ve son saate (kıyamete) kadar da yaşayacağı inanışı, “Biz senden önce kimseye kalıcı bir ömür vermedik” (Enbiya [21] 34) ayetine aykırıdır. Dolayısıyla Kur’an’a aykırı ve şirk içeren bu tür inanışlardan uzak durmak gerekir.
Hadis Kaynaklarında Hızır İnancı
Kehf suresinde Musa ile “âlim kul” kıssasını anlatan ayetlerin tefsirini (!) ve “İlim”i konu alan hadislerde, bu “âlim kul”un Hızır olduğu beyan edilmektedir. Metinleri çok uzun olduğu için Arapça ve meallerini örnek olarak buraya almadığımız bu mealdeki hadisler, hadis kitaplarının en sağlamı denilen Sahih-i Buhari’de bile vardır.
Bu kitabın Kitabü-l Enbiya ve Kitabü-l İlim bölümlerinde Hızır’dan bahseden hadisler yer almakta ve bu “alim kul”un Hızır olduğu söylenmektedir.
Ama Hadis İlminin (!) “Mevzuu Hadisler (uydurulmuş hadisler)” bölümü incelendiğinde ise, Hızır adı geçen hadislerin tümünün yalan ve uydurulmuş olduğunun MÜTTEFEKUN ALEYH olduğu, yani o hadis denen sözlerin yalan ve uydurma olduğunun OY BİRLİĞİ ile kabul edildiği görülmektedir. Bu sebeple tüm bu hadislere şüphe ile bakılır olmuştur.
DİNÎ KAYNAKLARDA HIZIR
Yukarıdakilere benzer şekillerde kimlik kazandırılmış Hızır inancı, Zerdüştlük, Hristiyanlık, Yahudilik, Şamanizm ve Eski Yunan dinlerinde yer almaktadır. Özellikle de Yahudilikteki İLYA inancı, Hızır inancı ile tıpatıp aynıdır.
Kitab-ı Mukaddes’e göre İlya, Yahudi mistiklerine görünmekte, onlara gizli hikmetleri öğretmektedir. Yahudi mistikleri de yollarda, çöllerde İlya’ya rastladıklarını ondan bilgi aldıklarını, maddî ve manevî yardım gördüklerini anlatırlar.
TASAVVUF KİTAPLARINDA HIZIR
Bu çevrelerde; “âlim kul”un Hızır olduğu, Hızır’ın da Nebi olmayıp Velî olduğu kabul edilmekte, Kehf suresinde anlatılan kıssadaki “âlim kul”un Musa peygamberden bilgili olmasına dayalı olarak da Velî’nin Nebi’den üstün olduğuna inanılmaktadır.
“Rüya”, “Keşif” gibi aslı astarı olmayan safsataları kendilerine temel kaynak edinmiş olan bu çevreler, Hızır adındaki uydurma kişiliği de kendilerine sermaye yapmışlar ve bu konuyu çok eskiden beri, dini bilmeyenler üzerindeki sömürülerinde ilâve bir malzeme olarak kullanmışlardır.
Hızır hakkında bir çok yalan ve yanlış olaylar uydurulmuş, bu olayları konu alan belki de yüzlerce kitap yazılmıştır.
Meselâ; İmam-ı Gazalî tarafından yazılmış ve Hızır’ın bazı tasavvuf erbabıyla görüşmelerini nakleden İhyâ; Muhydidîn-i Arabî tarafından yazılmış ve Hızır’la bir çok kez karşılaşıp konuştuklarını anlattığı Futuhât; Hacı Bektaş Velî tarafından yazılmış ve Hızır’la yapılmış olan görüşmelerin yer aldığı Makâlât; İmam-ı Rabbanî tarafından yazılmış ve yine Hızır’la yapılmış olan görüşmelerin yer aldığı Mektûbât adlı eserler, bu kitaplardan birkaç tanesidir.
Tasavvuf ve Tarikatlardaki Hızır inancı İslâmî bir inanç olmayıp, Zerdüştlük, Hıristiyanlık, Yahudilik, Budizm, Şamanizm gibi, tahrif olduğu için batıl hâle gelmiş dinlerin mensuplarında görülen bir inançtır. Bu inanç, tamamen vehme dayalı ve uydurulmuş bir inanç olup, Müslümanlar arasına da sonradan sokulmuştur.
İslâm dininin biricik kaynağı Kur’an’a göre de anlatılmayan kefh suresi başta olmak üzere Kur’an-ı Kerim’den den bağı kopartılarak rivayetler ve menkıbeler şeklinde sokak ağızı ile anlatılan Hızır İnanç ve Hızır Anlatılarına karşı son derece dikkatli olunması gerekmektedir.