Hz.Muhammed (s.a.v)’ın Veda Haccı (Zilhicce, 10 Şubat 632 Milâdi)

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

a) Medine’den Hareket

İslâmiyet, bütün Arabistan yarımadasına yayılmıştı. Mekke fetholunmuş, Kâbe putlardan temizlenmiş, tevhid dini yerleşmişti. 10’uncu hicri yılın Zilka’de ayında, Hz. Peygamber’in hacca gideceği duyuruldu. O’nunla haccetmek isteyenler hazırlandılar.

Zilka’denin 25’inci Cumartesi günü Hz. Peygamber ihrama girdi ve öğle namazını kıldıktan sonra Mekke’ye hareket edildi. Mekke’ye vardığında hac merasimini ifaya başladılar. Bu sene hacca gelenler çoktu.

Hz. Peygamber Arafat’ta 100.000 hacıya hitaben meşhur hutbesini irad buyurdu ki buna “Veda Haccı Hutbesi” denir. Artık cahiliyet devri tamamen kapanmış, yeni, aydınlık bir devir açılmıştı.

Din tamamlanmış, insanlar nimetin en mükemmeline kavuşmuşlardı. O da İslâm nimeti idi…

b) Arafat’taki Hutbe

Bu hutbesinde Hz. Peygamber, eski cahiliyet âdetlerini ayaklarının altına alıp çiğniyor, kan davalarını, ribacılığı kaldırı yordu. İnsanları mutlu hayata kavuşturacak temelleri bildiriyor, cemiyete huzur verecek aile haklarını açıklıyor, insanların eşitliğini bildiriyor, can ve mal emniyetini sağlayacak esasları ilan ediyordu.

Bu hutbedeki hükümler “Hukuk-ı Beşer Beyannamesi”, İnsan Hakları Evrensel Beyannamelerinden çok önce insanların haklarını korumuştur.

Bu hutbeden sonra şu mealdeki ayet-i kerime nazil oldu: “Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, size verdiğim nimetleri tamamladım ve size din olarak Müslümanlığı (verip ondan) hoşnut oldum.” Maide, 5/3

OKUMA: VEDA HUTBESİ

Hz. Peygamber, Arafat’taki hutbesinde, Allah-u Teala’ya hamd-ü senadan sonra şöyle buyurdular: “Ey insanlar! Beni dinleyin. Belki bu yıldan sonra burada sizinle bir daha buluşamam. İslâmiyet’ten önceki zamana ait bütün cahiliyet âdetlerini ayağımın altına alıp çiğniyorum.

Arab’ın Arap olmayan (yabancıya), bir yabancının da Arab’a üstünlüğü yoktur. Çünkü bütün insanlar Adem’dendir. Adem de topraktandır.

Ey insanlar! Sözlerimi dinleyin ve anlayın! Her Müslüman, diğer Müslümanın kardeşidir. Bütün müminler kardeştir. Bir kimseye kardeşinin malı helal olmaz. Meğer ki gönül rızasıyle vermiş ola. Kendinize zulmetmeyin.

Kölelere gelince; onlara kendi yediklerinizden yedirin ve giydiklerinizden giydirin. Onlar da Allah’ın kullarıdır ve kötü muameleye layık değildirler.

Cahiliyet adetlerini ayağımın altına alıp çiğniyorum. Bütün kan gütme davaları tamamiyle kaldırılmıştır. Bunlar yalan ve uydurma şeylerdir.

Her türlü riba (faiz) de kaldırılmıştır. Ortadan kaldırdığım ilk riba, amcam Abdülmuttalib oğlu Abbas’ın ribasıdır. Sermayeleriniz yine sizindir, ne zulmediniz, ne de zulüm görünüz. Borçlular, alacaklılara ancak aldıkları parayı iade edecektir.

Ey insanlar, sizin kadınlarınız üzerinde bir takım haklarınız vardır. Onlar sizin haklarınıza riayet etmelidirler. Onların da sizin üzerinizde hakları vardır.

Onlara karşı iyi davranınız. Eşlerinize şefkatle muamele edin. Siz, onları Allah emaneti olarak aldınız. Onlar size Allah ahdiyle helal olmuştur.

Ey insanlar! Allah’ınıza kavuşacağınız zamana kadar, bugün nasıl kutsal bir günse, bu ay nasıl mukaddes bir ay ise ve bu belde nasıl mübarek bir belde ise, kanlarınız ve mallarınız da öyle kutsaldır. Her birinizin kanı ve malı ötekine haramdır. Kıyamet gününde Allah’ınızın huzuruna çıkacaksınız.

O da size yaptıklarınızı bir bir soracak ve ona göre mükafat ve mücazat verecektir. Sakın benden sonra kafirler gibi bölük bölük olup birbirlerinizin boynunu vurmayınız. Nezdinde bir emanet bulunan kimse bu emaneti kime aitse ona vermelidir.

Ey ahali! Size öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sımsıkı sarıldıkça yanlış yola sapmazsınız. O da Allah’ın kitabı ve Resulünün sünnetidir.

Ey insanlar! Bir kadın, kocasının izni olmadıkça onun malından bir şeyi başkasına vermesi caiz değildir. Borç ödenmelidir.

Kiralanan mal geri verilmelidir. Hediyeye hediye ile mukabele etmek yaraşır. Başkalarına kefil olan kimse, kefaletin sorumluluğunu yüklenmiş demektir.

Ey insanlar! Şeytan sizin bu yurdunuzda tapılmaktan ümidini kesmiştir. Fakat, hor, önemsiz gördüğünüz bir takım amellerle hoşnut olur. Dininiz hususunda ondan sakının.

Ey insanlar! Aşırı gitmekten,ifrattan sakının, evvelkilerin mahvolmalarına sebep, dinde aşırı olmalarıdır. Nesi küfrün yarısıdır. Küfredenler onunla saptılar.

Zaman döndü dolaştı, nice devirler yaptı. Yine Allah’ın yeri, göğü yarattığı sıradaki hali üzere geldi. Allah nezdinde ayların sayısı on ikidir.

Dördü haram aylardır, üçü art arda gelir. Recep ise tektir. Her katil, suçundan kendisi mes’uldür. Hiçbir katilin işlediği suç çocuklarına şamil olmaz. Hiçbir oğlun ve kızın suçu babayı sorumlu etmez.

Müslümanları doğru yola yöneten adam, kesik burunlu bir zenci de olsa, ona itaat ediniz. Emirlerime itaat edin ki, cennete giresiniz.

Burada hazır bulunan, bulunmayanlara sözlerimi tebliğ etsinler. Olabilir ki, burada bulunmayanlar içinde, bulunanlardan daha fazla bunları hatırlayacak olanlar bulunur.

“Tebliğ ettim mi?” Orada bulunanlar hepsi, Evet ya Resulallah, dediler. Bunun üzerine, “Şahid ol ya Rab!” buyurdu.

Hz.Muhammed (s.a.v)’ın Veda Haccı (Zilhicce, 10 Şubat 632 Milâdi)

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir