Mevlid Kandili (Rebiu’l-Evvel 12. Gece) Uydurması

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Rebiu’l-evvel ayının on ikinci gecesinin(571 yılında) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in doğduğu gece olduğuna  inanılır. Bu konuda detaylı bir çalışma yapan Hindistanlı Müslüman ilim adamı Prof. Muhammed Hamidullah’ın araştırmalarına ve hesaplamalarına göre Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in  doğum tarihinin 12 Rebiülevvel (17 Haziran 569) olduğunu doğru veya doğruya en yakın tarihi olarak ortaya koymaktadır.

Mısırlı astronomi bilgini Mahmut Paşa el-Felekî’nin çıkarımlarına göre yaptığı hesaplamalarında Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in   doğum tarihi 9 Rebiülevvel (20 Nisan 571)’dir. Beaumont Burnaby Sherrard (1901) çalışmasında Mahmut Paşa el-Felekî’nin hesaplamalarındaki yanlışlarını ortaya koymuştur. 

Görüldüğü üzere Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in doğum gün ve tarihine dair kesin bilgi olmamaktadır. Buna rağmen o gece Mevlid Kandili olarak adlandırılmış ve her yıl belirlenen tarihlerde Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) anılmıştır.

Henüz kesinliği bile olmayan, üzerinde yığınla tartışma bulunan, ona rağmen türlü türlü hurafe ve sapkınlıklarla kutlanan bu gecenin; fazileti veya kutlamasına dair hiçbir rivayet, hadisi şerif ve ayeti kerime mevcut değildir. Böyle bir gece söz konusu olmazken o  gece ile ilgili uydurulan yalan yanlış ibadetler uydurulmuştur.

Yine bu konuda yapılan çalışmaları detaylı incelediğimizde; Şia kökenli Fatımi Devleti döneminde ortaya atılan bu uygulamalar. “Ehli Sünnet Vel Cemaat” diye tabir ettiğimiz mezhebimizde söz konusu değil iken, Osmanlı Devleti ve çeşitli İslam Devletlerinin Peygamberimizin Doğumu adı altında kutlamalar yapmaları ile baş göştermiştir. İlerleyen zamanlarda Devlet Başkanlarının da doğum günlerinin kutlanmaya başlanmış, böylelikle aşırı ilahlaştırmma ve otoriteyi din ile kutsamaya kadar sapkınlaşmışlardır.

İSLAMİYETTE OLMAYAN KANDİLLERE SÜNNETTE OLMAYAN İBADETLER

Bazı alimler, hocalar, cemaat ve tarikat ehilleri Mevlid Kandili uydurmasına körü körüne inanmış ve halkı da buna inandırmaya çalışmışlardır. Hatta cemaat ve tarikatler bunu fırsata dönüştürmüş, halkı kendilerine bağlamak için bu geceye özel yığınla bid’dat, yalan yanlış ibadetler ortaya atmıştır. Bunların tümünden Allah’a sığınarak, kabaca şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Oruç Tutmak
  • Salavat Getirmek
  • Kaza Namazı ve Nafile Namaz Kılmak
  • Kur’an-ı Kerim Okumak
  • Tevbe İstiğfar Etmek
  • Dua Etmek
  • Sadaka Vermek
  • Mevlit Okutmak

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in doğum gününü kutlama bid’atı; sahâbe, tâbiin ve tebei tâbinin dönemi geçtikten sonra meydana gelmiştir ! Üstelik bu bid’atlarla birlikte İslam dinine aykırı olan bir sürü  çirkin şeyler meydana gelmiştir. (Bunlardan biri de o bid’atlara riayet ederken erkeklerle kadınların birbirine karışması ve bunu Allah’ın rızasına nail olmak için yaptıklarına inanmaları gibi daha başka çirkin şeyler de meydana gelmiştir.)

Mevlid Kandilini  “Sen Olmasaydın Kainatı Yaratmazdım.” Yalanına Dayandırma…

İslam dini hakkında aşırıya gitmekte sınır tanımayan, kendilerine uydurma rivayetlerden bir uydurma din oluşturan sapkınları uyardığınız vakit, sizlere yalan rivayetlerle cevap vererek Allah’ın dinini hepten bozmaya, dini menfaatlerine uydurmaya çalışırlar.

Mevlid Kandili için öne sürdükleri tarih ve gecenin kesinliğinin olmadığını delilleri ile sunduğunuzda,  “Sen olmasaydın kainatı yaratmazdım” (Levlâke levlaklema halaktül eflak) şeklinde Hadis-i Kutsi olduğunu iddia ederler ve sapıklıklarını bu rivayetle şekillendirirler. Bu rivayet hakkında sizlere şunları diyebiliriz:

Hadis-i Kutsi dedikleri  bu yalan hadis “Kutubi Sitte”de geçmez. Hatta birinci derece hadis kaynaklarını bir tarafa bırakın ikincil hadis kaynaklarında bile bu hadise rastlamaz, bu mümkün değildir. Neredeyse tüm hadis uzmanları bu hadisin uydurma olduğu konusunda ittifak etmiştir.

Allah’ın evreni ve insanları niye yarattığı Kuran’da açıkça anlatılmaktadır. Yüce Rabbimizin ayetlerle bize bildirdikleri de açıkça bu iddialar ile çelişmektedir:

 “O Allah’tır ki, yeryüzündekilerin tümünü sizin için yarattı…” (Bakara Suresi, 29)

“Ben Cinleri ve İnsanları, ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım” (Zariyat Suresi, 56)

Rabbimiz, Kuran’da peygamberimize şöyle demesini emretmektedir:

“De ki: “Ben de sizin gibi bir insanım…” (Kehf Suresi, 110)

Peygamberimizi insan üstü bir varlık olarak göstermek Allah’ın bu ayetlerine inanmamak demektir. Bu elbette ki kabul edilir bir durum değildir. Şüphesiz biz, kulları olarak, Allah-u Teala’nın takdirine kanaat edip Peygamberimizi bir beşer olarak görmeliyiz. Aynı hatayı Hristiyanlarda yapmıştı ve bu hadis de zaten bu hatadan bir uyarlamadır. Bu hadisin tıpkısının aynısı İncil’de de Hz. İsa için yer almaktadır ve insanlar kendi menfaatlerince uyarlamışlardır.

Mevlid Kandili konusunda altta kalmak istemeyen bazı Müslümanlar(?) da maalesef uydurma İncil ayetine benzer nitelikte sözde Hadis-i Kutsi olan bu hadisi uydurmuşlardır.

Sonuç olarak söz konusu hadis Kuran ayetleriyle uyumsuzdur. Bu yüzden kabul edilmesi doğru değildir. Daha vahim olan ise, bu yalan hadisin Allah-u Teala’ya isnat edilmesidir. Elbette ki bu yüce Rabbimize iftiradır. Muhatabı olan dolayısıyla Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e  de iftiradır.

 

MEVLİD KANDİLİ UYDURMASI İLE İLGİLİ GERÇEKLER NELERDİR ?

 

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in  doğum gecesini ne kendisi ne ashabı ne de tabiinden olanlar kutlamamıştır! Bunun üzerine İlim ehli bu geceyi o maksatla ihya etmeyi ve mevlid okumayı, dinde sonradan ortaya çıkmış, bir bid’at olarak kabul etmişlerdir! Nitekim okunan mevlidin de bid’at olduğu ilim ehilince malumdur!

Değerli âlimlerden birine, Mevlid-i Nebevi’yi kutlamanın hükmü sorulduğunda, mantık çerçevesinde, kısa ve öz bir izahla şöyle cevap vermiştir: ”Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in doğduğu gece kesin olarak bilinmemektedir! Aksine günümüzdeki bazı tarihçiler, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in doğduğu gecenin Rebiu’l-Evvel ayının 9. gecesi olduğunu söylemektedirler. O halde Rebiu’l-Evvel ayının 12. gecesi yapılan kutlamanın tarihi yönden hiçbir dayanağı yoktur!”

Mevlid Kandilini kutlamanın dini yönden de hiçbir dayanağı yoktur! Çünkü Mevlid-i Nebevi’yi kutlamak, Allah’ın dininden olmuş olsaydı, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu yapardı veya ümmetine bunu bildirirdi. Eğer Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu yapmış veya ümmetine bildirmiş olsaydı, bu kutlama, günümüze kadar hadis kitaplarında korunmuş olurdu.

Nitekim sahih olan hadisler de Allah-u Teâlâ tarafından âlimler vasıtası ile korunmaktadır.

“Mevlid-i Nebevi-Kutlu Doğum Haftası veya Mevlid Kandili” diye bir şey olmadığına göre, bu geceyi anmanın Allah’ın dininden olmadığı anlaşılmış oluyor. Allah’ın dininden olmadığına göre, bizim Mevlid Kandili için özel olarak Allah-u Teâlâ’ya ibâdet etmemiz ve O’na tevessülde bulunmamız asla câiz değildir!

Allah-u Teâlâ, rızasına ulaşmamız için bize belli bir yol tayin etmişse -ki bu yol Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in tebliğ etmiş olduğu islam dini – Allah’ın kulları olduğumuz halde, O’nun rızâsına ulaşmamız için kendi yanımızdan bir yol çıkarmamız nasıl câiz olsun?

Bu hareket olsa olsa Allah’ın dininden olmayan bir şeyi O’nun dinine yerleştirmektir, Allah-u Teâlâ’nın hakkına yapılan bir iftiradır. Yine bu hareket, Allah-u Teâlâ’nın şu sözünü yalanlamayı içerir.

Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır:

الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ وَأَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَتِي وَرَضِيتُ لَكُمُ الْإِسْلاَمَ دِينًا

“…Bugün size dininizi kemâle erdirdim. Üzerinize nimetimi tamamladım ve din olarak da size İslâm’ı seçtim…” (Mâide Suresi 3)

Eğer dinin kemâlinde bu kutlama olsaydı, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in vefatından olurdu. Vefatından önce olmadığına göre dinin kemâlinden değildir. Bu durumda dinden olması mümkün değildir! Çünkü Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

“…Bugün size dininizi kemale erdirdim…”

(Mâide Suresi 3)

Her kim, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in vefâtından sonra ortaya çıkmış olmasına rağmen, bu kutlamanın dinin kemâlinden olduğunu iddiâ ederse, onun bu sözü yukarıdaki âyeti yalanlamayı içerir.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in doğum gününü kutlamak, bid’at ve haramdır ! Üstelik bu kutlamada ne şeriatın, ne hissin, ne de aklın onaylamadığı büyük çirkinlikler yapılmaktadır.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in doğum gününü kutlayanlar, içerisinde Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hakkında aşırıya giden kasideleri, nağmelerle söylemektedirler. Öyle ki bu kimseler, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i Allah’tan daha büyük bir hale getirmişlerdir. Biz bu durumdan Allah’a sığınırız.

Yine, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in doğum gününü kutlayanlardan kimisinin akılsızlıklarını ve saçmalıklarını işitmekteyiz. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in doğduğu kıssayı okuyan mevlidhân;

“Mustafa dünyaya geldi” dediği anda herkes tek kişinin ayağa kalktığı gibi ayağa kalkarak;

“Şu anda Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in rûhu aramıza geldi, ona saygı göstermek için ayağa kalkalım” demektedirler. Bu hareket, aptallığın ve akılsızlığın tâ kendisidir!

Bu kimselerin ayağa kalkmaları ibadetten değildir! Çünkü Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendisi için ayağa kalkılmasını çirkin görürdü.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabı, insanlar içerisinde onu en çok sevenler olmalarına ve onu bizden daha fazla yüceltmelerine rağmen, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hayatta olduğu halde kendisi için ayağa kalkılmasını çirkin görmesinden dolayı Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) için ayağa kalkmadıklarına göre, uydurma hayallerle ayağa kalkan bu insanlara ne demeli?

Kuran’ın önermediği, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in de hayatında yer vermediği ve sahabe döneminden çok sonraki dönemlerde ortaya çıktığı bilinen Mevlid Kandili ve benzeri özel gün ile  özel geceler diye uydurulan yalanlardan (bidatlardan) Allah-u Tealaya sığınırız.

Kıymetli kardeşlerimiz, Süleymanlı Haber ekibi olarak öncelikle Allah-u Tealanın rızası ve kullarının bu tür bid’atlerden korunmasına vesile olması amacıyla yazdığımız bu yazıdan cemil cümlemiz hakkıyla istifade ederiz inşaAllah. Allah’a emanet olun, dua ile kalın…

Mevlid Kandili (Rebiu’l-Evvel 12. Gece) Uydurması

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir