Ahmet Arif Denizolgun Bey Abi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ahmet Arif Denizolgun Bey Abimiz

Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi cümlemizin üzerine olsun kıymetli okuyucularımız. Siz kıymetli okuyucularımızın isteği üzerine web sitemizde artık Süleyman Efendi Cematinin itikadi yönünü anlatırken Süleyman Hilmi Tunahan üstazımızın yanı sıra cemaat içinde etkin olan diğer kişilerin de yaşantılarına değinip bazı bilgilendirmeleri sizler paylaşmak isteriz.

Bu yazımızda; Süleyman Efendi Cemaatinin, Alihan Kuriş Bey abiden bir önceki lideri olan Rahmetli Ahmet Arif Denizolgun Beyin hayatına kısaca değineceğiz.

Ahmet Arif Denizolgun Beyin annesi, Feriha Ferhan Hanım, Süleyman Hilmi Tunahan üstazımızın kızı olduğundan Ahmet Arif Denizolgun bey abi de kendisinin torunudur.

Seyit Hüseyin Kamil Denizolgun ile Feriha Ferhan ablamızın evliliğinden dünyaya gelen Ahmet Arif Denizolgun 1955 yılında İstanbul’da doğmuştur.

Eğitim yıllarını Süleyman Efendi cemaatinin içinde geçiren ve kendini geliştiren Ahmet Arif Denizolgun bey ilkokul ,ortaokul , lise eğitimlerinin yanı sıra İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, bugünkü adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’nde lisans öğrenimini tamamlamıştır.

Renkli bir kişiliğe sahip olan Ahmet Arif Denizolgun bey lisans eğitiminin yanı sıra gerek kendi alanında gerekse diğer alanlarda da kendini geliştiren ve en üst derecede eğitim alan sıra dışı bir kişiliktir. Türkiye’de eğitim ve öğretiminin yanı sıra Wagner College (Staten Island, New York) Ekonomi ve İş İdaresi Bölümü’n de de okuyup bu bölümden de mezun olmuştur. Tüm bunların yanı sıra Serbest Mimarlık ve Müteahhitlik yaptığı da bilinmekle birlikte siyaset ile de yakından ilgilenmiştir.

Genç yaşına rağmen hem eğitim ve öğretim alanında hem de mesleki yaşantısında belli bir kariyeri yapmakla uğraşırken aynı zamanda ülke meseleleri ile de yakından ilgilenerek siyasete de atılmıştır. Refah partisi ile siyaset sahsına giren Ahmet Arif Denizolgun bey 1995 yılında yapılan seçimlerde 1995 genel seçimlerinde Refah Partisi’nden 20. dönem Antalya milletvekili seçilerek meclise girmeyi başarmıştır.

28 Şubat sürecinin ardından Mesut Yılmaz’ın başbakanlığında kurulan ANASOL-D olarak bilinen Koalisyon Hükümeti’nde (55. hükûmet) Ulaştırma Bakanlığı yaptı. Hükûmet içerisinde partisiz bakan olarak ‘bağımsız’ yer aldı. Bakanlık görev süresi Ağustos 1998 ile Ocak 1999 tarihleri arasındadır. Ayrıca NATO Komisyon Başkanlığı, Teknoloji ve Bilim Komisyon üyeliği görevlerinde bulunmuştur.

Süleyman Hilmi Tunahan üstazımızın vefatından sonra yerine geçen Kemal Bey abinin 17 Haziran 2000 tarihinde vefatından sonra cemaatin başına Ahmet Arif Denizolgun Bey geçmiştir.

Bu dönemlerden sonra siyaset sahasında 2002 genel seçimlerinde Anavatan Partisi’nden, 2007 genel seçimlerinde de Demokrat Parti’den Antalya 1. sıradan milletvekili adayı oldu; fakat her iki seçimde de seçilememiştir. Kaldı ki Süleymanlı Haber olarak bizler, bir kişinin girdiği her işi elde etmesi veya kazanması gerektiği gözü ile olaylara bakmak yerine o olayı hayra yormayı tercih etmekteyiz.

Süleyman Efendi Cemaatinin Liderliğini üstlenen Ahmet Arif Denizolgun Beyin, vaktiyle zor şartlar altında ayakta durmak ve kendini üst seviyelere çıkarmak yolunda önemli hizmet ve çalışmalar yapmasına rağmen seçilmemiş olmasında da 16 yıl boyunca kursların başına geçmesine vesile olması bakımından, bir hayır olduğu kanısındayız.

Ahmet Arif Denizolgun aldığı eğitimler, eğitimleri neticesinde elde ettiği iş yaşantısı, siyasette belli makamlara kadar yükselmesi ve bunların yanı sıra Süleymanlı Cematinin de liderliğini yapmış olmakla Türkiye’de bulunan diğer cemaat liderlerine nazaran farklı bir imaj oluşturmayı başarmıştır. Şunu da belirtmek isteriz ki kendisi, liderlik yönüyle, Kemal Bey abiye de benzemektedir. Genel hatlarıyla Ahmet Arif Denizolgun Beyi tanıttıktan sonra siz kıymetli kardeşlerimize bazı özel bilgileri sunmak isteriz:

Ahmet Arif Denizolgun hakkında basında bir takım karalama hareketleri yapılmıştır. Süleymanlı Haber ekibi olarak bizler, sizin de bildiğiniz gibi araştırmadan denetlemeden hiçbir şeyi yazmayız ve hatalı bir bilgimiz olduğu takdirde kamuoyundan özür de dileriz. Amacımız insanlarımıza İslami Bilgileri sahih bir şekilde aktarmaktır, bunu defalarca söylemekteyiz. Bazı olayların iç yüzünü bizler bilmesek de kamuoyundan ve sosyal medyadan birçoğuna şahit olmaktayız ve bunların bazılarının aslını bize soranlar olmaktadır.

Süleyman Efendi cemaatinin içinde yetişmiş ve daha sonra farklı sebeplerden dolayı ayrılmış olan insanları sizler de bilmektesiniz ve bu insanların yazıp çizdiği eserleri objektif bir şekilde inceleme fırsatına sahipsiniz. Cemaat içinde yetişmiş, zamanla yollarını ayırmış ve cemaat hakkında kitap yazan Zekayi Işın’ın “Kim Bu Süleymancılar” isimli kitabında 139.sayfan 151.sayfaya kadar yazmış olduğu bölümlerde Ahmet Arif Denizolgun Bey abimiz hakkında anlatılan bir çok mevzu bulunmaktadır.

Bu mevzular kişilerin özel hayatlarına bahis olan mevzulardır ve doğruluğu yanlışlığı tartışmaya açık olan şeylerdir. Mesela Ahmet Arif Denizolgun Beyin, bir miras kavgasında kızına Mercedes marka otomobil aldığına ve bu miras kavgasının detaylarına yer vermektedir. Başkasının aile içinde neler yaşadığının kimseyi ilgilendirmeyeceği ve özeline saygı duyulması, yayılmasının son derece art niyetli bir durum olması hepimizce malum. Aslında bu şahıs yazmış olduğu eserde, aile arası kavgadan tutunda absürt birçok konuyu gündeme getirerek kişilerin özel hayatına olumsuzluk atfetmesi ve böyle yaparak zihinleri bulandırmaya çalışmasının hiçte etik olmadığını düşünmekteyiz. Kaldı ki doğru ve hatası ile ömrünü tamamlayan Ahmet Arif Denizolgun Bey’e Müslüman olarak bizler dua eder, Rabbimizden hem bizlerin hem de ahirete göçmüş insanların geçmişte ettikleri tövbelerini kabul etmesini niyaz ederiz. Zekayi Işın’ın bu yaptığı Hz. Ömer (r. a)’in bir evi gözetlemesi ile ilgili olayı hatırlatmaktadır, olayın detayı gerekli açıklamaları aşağıda mevcuttur. Zekayi Işın’ın bunu okuyup yaptıklarından ötürü Rahman olan Allah’a karşı samimi bir niyetle tövbe etmesini dua ederiz.

Hz. Ömer bir gece Medine sokaklarında sahabeden İbni Mesud ile dolaşırken bir evden şarkı sesleri duydu.

Evin damına çıkarak içeriye bakınca yaşlı bir kişi ile bir kadının (bazı kaynaklarda eşi, bazı kaynaklarda ise şarkıcı bir kadın olarak belirtiliyor) içki içtiklerini, kadının da şarkı söylediğini gördü.

Hz. Ömer içeri girerek, “Ben, ecelini beklemekte olan bu ihtiyarınkinden çirkin bir manzara görmedim” dedi.

İhtiyar adam şöyle dedi:Ey Mü’minlerin Emiri! Senin yaptığın benimkinden daha çirkindir. Ben bir günah işledim sen ise üç!

 

Allah ‘Ey iman edenler! (Birbiriniz hakkında kötü) zandan şiddetle kaçının! Unutmayın ki zannın bir kısmı ağır bir vebaldir! Birbirinizin gizli saklısını da asla araştırmayın 1, demesine rağmen sen evimin damını çıkarak gözetledin ve benim gizli hallerimi araştırdın.

 

Allah, ‘Evlere arkasından girmeniz de erdemlilik değildir, gerçek erdem, sorumluluk bilinciyle hareket eden kimsenin erdemidir. O hâlde evlere kapılarından girin’ demesine rağmen sen kapıdan değil, damdan girdin.

 

Allah, ‘Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, izin almadan ve hane halkına selâm vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır , umulur ki güzelce düşünürsünüz’ 3 demesine rağmen sen evime izinsiz girdin.

Bu cevaplar karşısında Ömer, irkildi ve ağlayarak dışarı çıktı; bir müddet sonra geri dönerek ihtiyara; “Seni affedersem, ne gibi iyilikte bulunursun?” diye sordu.

İhtiyar, “Beni bağışlarsan, bir daha bu işe dönmem” diye cevap verince; “O halde anlaştık” diyerek çıktı. (Bu hadisenin Kaynakları Makalemizin Sonunda verilecektir.)

İslami kavramlar literatüründe Zekayi Işın’ın, Ahmet Arif Denizolgun gibi değerli şahsiyetlerin özeline girip onları aile olarak karalayarak bu cemaatin sapkın bir yapı olduğunu ortaya koymaya çalışması(muhakkak ki Süleymanlıların da hataları vardır, biz yazılarımızda bunlara da yer vermekteyiz) aslında en büyük sapkınlıktır.

Süleyman Efendi Cemaatinde hataların ve bidatlerin varlığını dile getirdiğini söyleyen Zekayi Işın, dikkat edilirse, asıl kendisinin “tecessüs” kavramını bilmediği anlaşılır. Üstelik bunları anlatırken hiçbir şekilde Kuran ve Sünnet ekseninde değerlendirmemesi de cahilliğini ve siyasi amaçla böyle bir şeyi yaptığını ortaya koyar.

Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de tecessüs ve tahassüs mastarlarından birer fiil bulunmakta olup ilkinde (el-Hucurât 49/12) suizan ve gıybetle birlikte tecessüs de yasaklanmış, ikincisinde (Yûsuf 12/87) Hz. Ya‘kūb’un Yûsuf’u ve kardeşini aramak için Mısır’a gönderdiği oğullarına verdiği talimat içinde, “Yûsuf ve kardeşiyle ilgili bilgi toplayın” şeklinde bir cümle yer almıştır. Tahassüs kavramının burada iyi niyetle bilgi toplamayı ifade ettiği görülmektedir. Buna karşılık Hucurat Suresindeki tecessüsten insanların gizli kalmasını istedikleri hallerine vâkıf olmak için yapılan kötü niyetli araştırma eylemi kastedilmiştir. Taberani bu âyetteki “velâ tecessesû” ifadesini, “Birbirinizin gizli hallerini gözetlemeyin, kusurlarını ortaya dökmek amacıyla sırlarını araştırmayın. İnsanların bilmediğiniz sırlarını bırakın da görülebilen durumuyla ilgilenin, onları bununla övün veya kınayın” şeklinde yorumlamıştır (Câmiʿu’l-beyân, XI, 394-395).

İslâmî edep ve ahlâkın başlıca kurallarının yer aldığı Hucurât sûresinin 9-12. âyetlerinde Müslümanlar arasında baş gösterecek ihtilâf ve çatışmaları gidermenin toplumsal bir görev sayıldığına işaret edilerek “Müminler ancak kardeştir” buyurulmuş, ardından insanların alaya alınması, aşağılanması, onlara çirkin lakap takılması, suizanda bulunulması, gıybet yapılması ve gizli kusurlarının araştırılması kesin bir dille yasaklanmış, bu davranışların müslümanlar arasındaki kardeşlik bağlarının kopmasına, toplumsal barışın bozulmasına yol açan yıkıcı davranışlar niteliği taşıdığına dikkat çekilmiştir. 13. âyette ise aslında bütün insanların ortak bir soydan geldikleri, dolayısıyla eşit sayıldıkları vurgulandıktan sonra Allah katında yegâne değer ölçüsünün takvâ olduğu bildirilmiştir.

Tecessüs ve tahassüs kavramları hadislerde de geçmekte, bu hadislerde müslümanların birbiri hakkında suizanda bulunması, benlik çekişmesine girişmesi, birbirine haset etmesi, kin duyguları beslemesi, sırt çevirmesi, birbirinden kopması gibi kardeşlik bağlarına zarar veren davranışların yanında birbirinin kusurlarını gizlice araştırıp bilgi toplaması ve konuşulanları izinsiz dinlemesi yasaklanmış ve “Ey Allah’ın kulları! Rabbinizin emrine uyarak kardeş olun. Müslüman Müslümanın kardeşidir; ona haksızlık etmez, onu aşağılamaz, küçük düşürmez” buyurulmuştur (Buhârî, “Edeb”, 57, 58; Müslim, “Birr”, 27, 30; Ebû Dâvûd, “Edeb”, 37, 49).

Bazı rivayetlerde Resûl-i Ekrem’in bu sözlerin ardından göğsünü işaret ederek iki defa, “Takvâ işte buradadır” dediği, ayrıca “Bir insana kötülük olarak Müslüman kardeşini küçük düşürmesi yeter. Bir Müslümanın diğer bir müslümanın kanına, malına, namus ve şerefine zarar vermesi haramdır. Allah sizin bedenlerinize, görünüşlerinize, mallarınıza değil kalplerinize bakar” buyurduğu kaydedilir (Müsned, II, 277, 285, 360; IV, 66, 69; Buhârî, “İkrâh”, 7; Müslim, “Birr”, 32).

Sıkça geçen bazı hadislerde (Wensinck, el-Muʿcem, “ʿavr” md.), bir kimsenin insanların gizli halleriyle ilgili bilgileri saklaması durumunda Allah’ın da kıyamet gününde onun kusurlarını saklı tutacağı, buna karşılık insanların özel hayatıyla ilgili bildiklerini etrafa yayanların kıyamet gününde gizli kötülüklerinin açığa çıkarılıp kendilerinin rezil edileceği belirtilmiştir. İnsanların mahremiyetine saygı duymanın gerekliliği diğer bir hadiste şöyle ifade edilmiştir: “Bir kimseye başkasının evinin içine bakması helâl değildir” (Tirmizî, “Ṣalât”, 148; ayrıca bk. Wensinck, el-Muʿcem, “ʿavr” md.)

Ahmet Arif Denizolgun Bey hakkındaki bu kısa bir bilgilendirmeyi, Süleyman Efendi Cemaatinde bulunan ve cemaate gönül vermiş kişiler için sitemize aktarmış bulunmaktayız. Son olarak şunu da eklemek isteriz: Ahmet Arif Denizolgun Bey, 8 Eylül 2016’da saat 03:00 sularında yüksek tansiyon sonucu hastaneye kaldırılmış fakat beyin kanamasından dolayı saat 04:00 civarında vefat etmiştir.

9 Eylül’de Üsküdar Selimiye Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Vefatında Süleymanlıların yoğun bir şekilde cenaze namazına katılmaları bazı kesimleri rahatsız etmiş olacak ki bu konuda medyada yalan yanlış yüzlerce art niyetli haberlerin yayıldığını görmekteyiz. Öyle ki bu haberlerin Süleymanlıları neredeyse terörist konumuna getirecek derece olması ibretlik bir vesikadır. Bu konulara belki yazılacak yüzlerce kelam olsa da bunlara cevap vermemek hem daha evladır hem de zamanımızı dedikodular ile geçiremeyeceğimizden buna gerek duymamaktayız.

Süleymanlı Haber olarak bizler yazdıklarımızı samimiyetle yazmakta olduğumuzu, fesat çıkarıp bozgunculuk yapanlardan olmayacağımızı ve hataları Müslümana yakışan bir şekilde yazacağımızı her fırsatta ortaya koymaktayız.

Vefatının yıl dönümünde, Süleyman Efendi Üstazımızın Torunu Ahmet Arif Denizolgun Bey abimizi dua ve rahmet ile anıyoruz. Süleymanlı Haber olarak başta Peygamberimiz (s.a.v) ve tüm nebiler Resuller olmak üzere büyüklerimize dualarımızı gönderir dünya hayatının son bulacağı imtihanımız olan yaşamımızda da Allah’ın rızasını kazanmayı ümit eder, cennetine girmeyi niyaz ederiz.

“Ya Rabbi onu salihlere kat, rahmetine eriştir, çoluk çocuğuna iyilikler ihsan et, bizi de onu da mağfiret et.”

(Yazımızın kaynakçaları aşağıda yer almaktadır. Aynı zamanda Ahmet Arif Denizolgun Beyefendinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde Milletvekili ve Bakanlık yaptığı dönemlerdeki konuşmalarını ve yasa tekliflerini de bizzat resmi siteden paylaşıyoruz, dileyen kardeşlerimiz derinlemesine araştırma yapabilirler.)

Kaynakçalar

1. 49/Hucurat, 12

2. 2/Bakara, 189

3. 24/Nur, 27

4.Kenzul Ummal 3 /808 hadis no:8827

5-Türkiye Büyük Millet Meclisi Detaylı Bilgilendirme Kaynakçası aşağıdaki Linkte Mevcuttur.

https://www5.tbmm.gov.tr/develop/owa/td_v2_istatistik.tutanak_hazirla?v_meclis=&v_donem=&v_yasama_yili=&v_cilt=&v_birlesim=&v_sayfa=&v_anabaslik=&v_altbaslik=&v_mv=AHMET%20DEN%DDZOLGUN%20(AR%DDF%20AHMET%20DEN%DDZOLGUN)&v_sb=&v_ozet=&v_kelime=&v_bastarih=&v_bittarih=

6-Yasama Dönemi 1995-1999 Dönemleri Türkiye Büyük Millet Meclisi Albüm 3 Bilgilendirme

https://www5.tbmm.gov.tr/TBMM_Album/Cilt3/Cilt3.pdf

ahmet arif denizolgun vefat yil donumu

 

 

Ahmet Arif Denizolgun Bey Abi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir